Dün günlerden Atatürk'tü, bugün günlerden Atatürk, yarın yine Atatürk, anlaşaılacağı üzere bir gün değil her gün ve dahi sonsuza kadar Atatürk…

Aslında dostlarım; Atatürk'ü Anmak değil anlamak lazım… Çünkü Atatürk’ü anmak kadar anlamak da çok önemlidir...

10 Kasım Atatürk’ü anma yanı sıra anlamak gerekiyor. Fikirlerinden faydalanmasını bilenler için Atatürk bir ışıktır, bir yol göstericidir. Atatürk Türk milletinin gönlünde fikirleri ve eserleri ile sonsuza kadar yaşayacaktır.

Çünkü Mustafa Kemal olmak kolay değildir…

Bunu anlamak için yaptığı devrimlere bakılmalı ve kişisel özelliklerini bilmek gerekiyor.

Mustafa Kemal; çok yönlü, üstün yetenek, zeki ve kuvvetli iradeye sahiptir. Öyle ki bir asker olarak birçok cephede vatan savunmasının en güzel örneklerini verdi.

Çanakkale Cephesi'nde askerlerine, “Size ben taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum”, Sakarya Meydan Savaşı'nda, “Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk edilemez” sözleri önemlidir.

1938 yılından beri, her 10 Kasım, Ata'mızı kaybetmenin verdiği büyük hüznün yanında, onu daha iyi anlamanın gereğinin ortaya konulması gereken bir gün olarak ta değerlendirilmelidir. O'nun hayatını, ilkelerini ve bizden yapmamızı istediği şeyleri, bilimsel olarak ortaya koymak ve uygulamak, bizlerin birinci vazifesi olmalıdır. Atatürk devrimleri bugün bir çok ülkede örnek olarak kabul görmüş bir vaziyette ele alınmaktadır. Bağımsızlığını tam olarak kazanamamış bir çok ülkeye Atatürk devrimleri, ilham kaynağı olmaya devam etmektedir. Bütün bunlar Atatürk'ün evrensel bir dünya görüşünün mimarı olduğunu da göstermektedir.

İşte bu gibi nedenlerle Atatürk’ü anmak kadar anlamak da çok önemlidir. O’nu anlamak, fikirlerini ve düşüncelerini kavramak sözle değil, icraatla olacaktır. Bu gün de ülkemiz, O’nun işaret ettiği yolda önemli mesafeler almış ve almaya devam edecektir…

Engin ileri görüşlülüğü, dünya gerçeklerini iyi bilmesi, insani değerlere verdiği önem, düşüncelerindeki evrensel boyut Atatürk’ü hiç şüphesiz insanlığın tarih boyunca yetiştirdiği dünyanın en önemli liderlerinden biri yapmıştır.

Mustafa Kemal, gerçekçi bir insandı. Gerek dış politikada gerekse iç politikada hiç hayalci olmamış, Milleti gerçekleşmesi mümkün olmayan emeller peşinde koşturmamıştır.

"Bizim; akıl, mantık, zekâ ile hareket etmek en büyük özelliğimizdir." sözü bu özelliğini gösterir.

10 Kasım yas tutma günü değildir diye düşünüyorum, Atatürk’ün vizyonunu, misyonunu, düşüncelerini, felsefesini, hedeflerini ve ilkelerini anlama ve yaşatma günüdür diyorum, bu gün, yarın ve gelecek günlerde...

Atatürk sadece ülkemiz değil dünya için de emsalsiz bir liderdir. Dünyanın birçok ülkesinde hala anılıyor. Mesela Mustafa Kemal Atatürk’ün Küba’da Çin’de heykelleri var.

Yine Çin’de tarih derslerinde öğrencilere Atatürk okutuluyor.

“Bir millet kendi kuvvetine dayanarak varlığını ve bağımsızlığını sağlamazsa şunun, bunun oyuncağı olmaktan kurtulamaz.” Demiştir GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Eşsiz bir devlet adamı olarak Atatürk yeni bir Türk Devleti’nin temellerini atmakla kalmamış, modernleşme ve dönüşüm hamlelerini cesaretle gerçekleştirmiş, Cumhuriyetimizin sonsuza kadar yaşaması için birçok yeniliğe imza atarak gelecek nesillere büyük bir miras bırakmıştır. Dolayısıyla Atatürk’ün aziz hatırasına sahip çıkmak, O’nun “En büyük eserim” dediği Cumhuriyetimizi, daha güçlü, daha demokratik, daha kalkınmış hale getirmek; O’nun kendi deyimiyle “Muasır medeniyet seviyesinin üzerine” çıkarmakla mümkün olacaktır diyen üstün komutan eşsiz bir devlet adamı…

O, pek çok alanda ortaya koyduğu görüşleriyle milletini aydınlatmış; kalkınmanın, gelişmenin ve çağdaşlaşmanın yollarını göstermiştir.

Onun ileri görüşlülüğünü gösteren pek çok örnek vardır. "Yolunda yürüyen bir yolcunun yalnız ufku görmesi yetmez. Muhakkak ufkun ötesini de görmesi ve bilmesi gereklidir." sözü de bu özelliğini gösterir.

Türk ve Müslüman olarak bugün buradan istediğim gibi kendi düşüncelerimi, bu satırları yazabiliyorsam,özgürce ifade edebiliyorsam.

Bir Türk olarak çalışıp kendi kendime yetiyor ve kendi özgürlüğüme sahip çıkabiliyorsam sayende Atam. Ve biliyorum ki bunu borçlu olduğum insanlarımız var. Dini, mezhebi, memleketi, yaşları birbirinden farklı binlerce insan…

'Bu gün yatağımdan hür kalkıyorsam eğer. Ekmeğim ak suyum berraksa ve ağaçlar çiçek açıyor, topraklar ısınabiliyorsa.

Kazabiliyorsam toprağımı, gün ışığında çapa kürek elde. Çalışabiliyorsam gece gündüz, ekip biçebiliyorsam dileğimce.

Soframda aşım, bardağımda suyum varsa. Sesim gür çıkıyor, özgür özgür bakabiliyorsam dünyaya.

Sen varsın gözbebeklerimde, sen varsın Atatürk'üm sen varsın.

Yazabiliyorsam gönlümce ve dahi okuyabiliyorsam.

Sen varsın yüreğimde, sen varsın Atatürk'üm sen varsın.'

Bil ki!.. Daima izindeyiz, seni yürekten sevmekteyiz. Gösterdiğin hedeflerden, hiçbir ödün vermeyiz.

Dün olduğu gibi bugünde, bugün olduğu gibi yarında. Canımız sağ oldukça, izinden gideceğiz Atam.

Laik, demokrat ve Cumhuriyet Türk çocukları senin izinde ilerleyebilsin inşallah...

Ne mutlu Türk'üm, Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşıyım diyene...

İşte, 10 Kasım'lar bu yüzden milletçe tuttuğumuz yasa rağmen; Atatürk'ün fikirlerinin daha iyi anlaşılarak tatbik edileceği günler olmalıdır. Bugün bizler onu her zamankinden daha iyi anlayarak, düşüncelerinden daha iyi istifade ederek, bilimin ışığında ülkemiz ve milletimiz için daha iyi neler yapabiliriz onu düşünmeli ve zaman geçirmeden işe koyulmalıyız.

Hayatının en son anına kadar ülkesine hizmet etmiş olan bu büyük insan; “Benden sonra beni benimsemek isteyenler bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar” demek suretiyle kurduğu cumhuriyete sahip olunmasını ve çok çalışılarak bilimde ileri bir seviyeye çıkılmasını arzu ve temenni etmiştir.

Atatürk, yenilikçi ve ileriyi görebilen özellikleri yanında büyük bir komutandır aynı zamanda. Türk Kurtuluş savaşına yön vermiş, milleti ile birlikte “YA İSTİKLAL YA ÖLÜM” parolası ile hareket ederek, zaferin kazanılmasında en büyük pay sahibi olmuştur.

İstiklalimize ve istikbalimize kast eden iç ve dış düşmanlara karşı Millet olarak birbirimize kenetlenmede ve Milli ve Manevi değerlerimizi sonsuza dek yaşatma azim ve kararlılığımızda Büyük Önder Atatürk’ün fikir ve düşünceleri bugün de bizlere yol göstermektedir.

Bu gün; Cumhuriyetin en temel ilkelerine, ülkemizin laikliğine karşı etkinliklere girişenler, birlik ve bütünlüğüne, Mustafa Kemal'in şahsına ve bize miras bıraktığı değerlere saldıranlar bilmelidirler ki, Atatürk, yaptıklarıyla bu halkın gönlünde erişilemez ve dokunulamaz bir yerdedir ve arkasında O'nun bağımsız, çağdaş, laik, demokratik Türkiye'ye sahip çıkacak, ülkesini O'nun açtığı yolda ilerletecek güçlü ve kararlı bir ulus bırakmıştır…

Bizler her 10 Kasım'ı, bıraktığı eserlerin izinde, ülkeyi daha da ileriye götürebilmek adına neler yapılabileceğinin ortaya konulması gereken bir gün olarak görmeliyiz. 10 Kasım'ı, Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti'ni bizlere emanet ettiği bir gün olarak düşünmek, sanırım daha doğru bir yaklaşımdır.

Her 10 Kasım'ın üzerimizde oluşturduğu kaçınılmaz hüzne rağmen, anlam ve önemi bakımından büyük bir gün olduğunu sanırım artık daha iyi anlıyoruz. Atatürk'ün izinde yürüyen ve ulaştığı çizgiyi daha ileriye götürebilecek bir kuvvetin varlığını damarlarında hisseden Türk gençliği, kendisine yakışan başarıyı elde etmekte ve etmeye de devam edecektir.

Mustafa Kemal, birçok alanda olduğu gibi eğitim alanında da milletimizin çağ atlamasını atılım yapmasını sağlayan büyük bir önderdir.

"Cumhurbaşkanı olmasaydınız ne olmak isterdiniz?" sorusuna "Millî Eğitim Bakanı olarak millî kültürü yükseltmeye çalışmak en büyük emelimdi." karşılığını vermiştir.

Atatürk bir eğitimci ve ebedi "başöğretmen"dir.

Öyle ki Dünyada yazı tahtası başında milletine ders veren başka bir devlet adamı yoktur.

Biliniz ki sizler genç nesiler; Atatürk'ün ilkeleri ışığında, onun çizdiği medeniyet ve çağdaşlık yolunda, hiç yorulmadan yürümekle, ona en büyük hediyeyi vermiş olacaksınız. Biliyorum ki sizler; Atatürk'ün ümit ettiği o gençliksiniz. O'nun izinden ayrılmadan, ülkemizi her alanda başarıdan başarıya koşturacak olan sizlersiniz. Bundan hiç şüphem yoktur.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bir kurtuluş destanının en büyük kahramanı olarak sadece tarih sayfalarının derinliklerinde değil yüce Türk milletinin kalbinin tam ortasında sevgi yumağına sarılı bir halde bulunmaktadır. Atatürk'e olan sevgi ve saygımız dünya var oldukça devam edecektir. O'nun vatanı adına yapmış olduğu hizmetleri gelecek nesillerimize en iyi şekilde anlatmalı ve öğretmeliyiz. Anlatmalıyız ki çok büyük zorluklar içerisinde kazanılan Kurtuluş Savaşının ve kurulan cumhuriyetin değeri daha iyi anlaşılsın.

Atatürk'ü anlamak onun fikirlerini çok iyi bilerek tatbik etmekten geçer. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurulması bir devrin yeniden yazılmasıdır adeta. Yurdun dört bir yanı işgal altında inlerken, bağımsızlık ateşi hiçbir zaman sönmeyen Türk milletine önderlik yapan Atatürk, milletimizin esaret altında yaşamasını aklının ucundan bile geçirmeyerek, tarih sayfalarındaki, inancın zafere dönüştüğü, en büyük bağımsızlık savaşının mimarı olmayı hak etmiştir.

Devrimleri ve fikirleri ile yaktığı meşale yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir.

Bugün insan gibi çağdaş bir şekilde yaşayabiliyorsak, bunu Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz.

Atatürk milletimiz için bir ışıktır.

Sonsuza kadar bu ışık yolumuzu aydınlatacak.

Günümüzde dünyanın birçok ülkesinde ve dahi ülkemizde yaşananları gördükçe bu ışığın çok daha değerli ve önemli olduğunu görüyoruz...

Atamızın en büyük emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti'ne her yönü ile sahip çıkacağımıza söz vererek, onu bu ölüm yıldönümünde bir kez daha rahmet ve minnetle anıyor, konuşmama Atatürk'ün şu sözleriyle son veriyorum; “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”

Büyük kurtarıcımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk!..

Sen ebedi İstirahatgahında rahat uyu!.. Bizler emanetin olan Türkiye Cumhuriyeti'ne, her zamanki gibi gönülden, yürekten inanarak sahip çıkacak ve sana layık bir millet olmaya devam edeceğiz.

Bu duygu ve düşüncelerle vefatının 86. yıl dönümünde, Cumhuriyetimizin kurucusu bu Dünya üzerinde gelmiş geçmiş en büyük Devlet adamı olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve dava arkadaşlarını, vatanı uğruna canlarını feda etmiş şehitlerimizi, gazilerimizi şükranla, minnetle ve saygıyla anıyorum...

Ruhun şad olsun…