Evrendeki bir organizma olarak zaman kavramının sonsuzluğu karşısındaki insan evladı olarak tanımlanan halimiz, sadece altı saniyeyi temsil ediyor.
Evet, binlerce anlam yükleyip her koşulda var olmaya çabaladığımız, geçmişimizle bugün
arası toplam var oluş süresimiz, evren denen kozmik alanda tüm insanlık için altı saniye.
İşte varlığını daha zamansal bir boyuta taşıyamamış insanın, hele ki kendi ömrünün
biçareliğinde; hırsa, mala, makama ve iktidara tapınacak hale getiren zalimliğinin en son hali
olan ve “Yeni Doğan” çetesi olarak tanımlanan olayla geldiğimiz son noktayı görmek,
gerçekten çok acı verici.
Yolsuzluk, usulsüzlük, savcıya kadar varan tehdit ve SGK yı dolandırma amaçlı, bebek
ölümlerine neden olacak kadar vicdansızlığı, değme filimler de izleyemeyeceğimiz
senaryoyla, gerçek yaşamın realitesinde görmek ve şahit olmak utanç verici. Tüm bunları
içine alan 3472 sayfalık bir fezleke ise ansiklopedik bir birikimin değil, ciddi boyuttaki bir suç
unsurunun yansıması olarak çıkıyor karşımıza.
Yeni Doğan çetesi bir anda iliklerimize kadar hepimizi etkilerken, hızlı işleyen ve idam
fermanını boyunlara asan linç kültürümüz hemen devreye giriyor ve sağlık çalışanlarımızın
büyük kısmı, bir anda suçlamaların odak noktası oluveriyordu.
Öncesinde teröre bulaşmış bir doktor, devamında paranın cazibesini kıble edinmiş sağlık
görevlileri ve elebaşı olan tıynetsiz birilerinin yaptıkları, elbet ibret verici bir o kadar da
sarsıcı.
Lakin burada olanları koca sağlık çalışanı ordusuna mal etmekte önyargılı bir eylem oluyor ki
dikkatle ele alınıp, doğru algılanması gereken bir durum.
Yeni Doğan çetesiyle birkaç insan müsveddesi sevk yoluyla haksız kazanç peşindeyken,
Niğde de; radyoloji, fizyoterapi ve göz gibi bölümlerde altı ayı bulan randevuların önüne
geçmek için mesai dışı çalışma sistemi özveriyle getiriliyor, kazanan vatandaş oluyordu…
Yeni Doğan çetesiyle birkaç insan müsveddesi fazla ilaç yazma yoluyla haksız kazanç
peşindeyken,
Niğde de depremde hasar gören fizik tedavi hastanesinin açığının kapatılması için mesai
kaydırma ve iki mesai düzeni uygulamalarıyla randevuların bütününün önü açılıyor, kazanan
vatandaş oluyordu.
Yeni Doğan çetesi insanların gereksiz ameliyat edilmeleri yoluyla haksız kazanç peşindeyken,
Niğde de sağlık bakanlığının sistemsel güncellemeleri dikkate alınıp şekillendirilerek gelişim
testleri, dil terapisi ve ergoterapi gibi çocuklarımız için önem arz eden sağlık hizmetleri
neredeyse günübirlik hale getiriliyor, kazanan vatandaş oluyordu.
Endokrin ve kadın doğum bölümlerinde de randevu süreleri kısaltılıyor, yeni atanan plastik
cerrah ile iki üroloji uzmanın da nefes aldıracak şekilde vatandaşın sağlık sorununa derman
olması, söz konusu oluyordu.
Yeni Doğan çetesiyle savcı tehdit edilerek yıldırılmaya çalışılırken,
Niğde de atıl tıbbi cihazlar hayata geçiriliyor, çocuk ve yetişkin EEG leri aktive ediliyor, iğneli
EMG de Kayseri sevkleri bitiriliyor, inme merkezinin aktif edilmesi ile birlikte inme risklerinin
üstüne inilerek vatandaşa nefes aldırılıyordu.
Azınlık birileri Yeni Doğan çetesiyle iblisin sözcülüğünü yaparken, birileri de Yaradanın
rahmetini beyaz önlüğünün göğsünde taşıyarak, insan olmanın ulvi maneviyatını hizmet
şevkiyle, hayata geçirmeye çalışıyordu.
Covid günlerinin gerçek kahramanlarını unutmadan, kötü örneği ciddiye alıp belini kırarak,
çoğunlukta ki iyinin de hakkını, hakkıyla verelim.
Mesleki Sorumluluk Kurumu nezdinde hekimlerimizin daha cesur risk ve ameliyat yapma
heveslerini kırmayalım.
Bu kentte devlet hastanesi başhekimliğini yürüten, şevk ve azmini gözlediğim Öğretim Üyesi
Sayın Mustafa Doğan’ın “ Olmaz demeyelim, olmaz olur” şiar ve şevkiyle tüm sağlık personeli
arkadaşlarıyla dertlenip, derde derman olup, üretme azmini de kutlayalım.
En azından akılsız fikrin yok ediciliğinden uzak…
Fikirsiz bir aklın asla üretemeyen girdabından ise daha daha uzak haliyle,
Yaradan’ın varlığını her daim hisseden, tüm sağlık çalışanları nezdinde…
Uygulanabilir olanı özveriyle hayata geçirip, yürüdüğü yoldaki başarılarının,
Hepimizin ortak çıkarı olduğu bilincini hiç kaybetmeyelim.