Hani o ilk bakış, gülümseme, el ele tutuşma, masum hayaller... AŞK ki insanı hayata bağlayan en önemli duygulardan biri...Şarkıların, şiirlerin..

Bitti kelimesinin soluk ve dramatik bir anlamı vardır. Sevemeyiz ısınamayız. Ölümün soğuk nefesi gibidir. Bazen dertler, bazen güzellikler, bazen acılar, bazen de en çok sevdiğimiz duygusal dünyamızın noktasına geldiğimiz andır…
Hani o ilk bakış, gülümseme, el ele tutuşma, masum hayaller... AŞK ki insanı hayata bağlayan en önemli duygulardan biri...Şarkıların, şiirlerin, resimlerin konusu AŞK, AŞK, AŞK...
Tahir olmak da ayıp değil, Zühre olmak da, Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. Bütün iş Tahir’le Zühre olabilmekte, Yani yürekte...
Kimseyi mumla aramayın. Çünkü görülmesi gereken ışığıyla parlar…
Bir merhaba ile girerler hayatımıza, hakkını helal et deyip çıkarlar hayatımızdan. Geride kalana söz hakkı bile bırakmazlar… Haram ettikleri hayatınızın birde utanmadan hellalliğini isterler…
Derler ki aşk biter mi?.. Hiçbir şey olamamış gibi, hiçbir şey yaşanmamış gibi?.. Bir boşluğa kayıp gider mi? Sanki hiç gelmemiş gibi…
Her şey o iki yürek arasındaki kuşun kanadını çırpışı gibi çarpması ile başlıyor. Ve bir gün geliyor o kuşun kanadından vuruyor birisi…
Bir aşk, bir ömür boyu sürecek diye bir kural var mıydı?..
Aşkın kesin sınırlarla çizili bir tanımını yapmak mümkün değil.Herkesin kendine ait bir aşk tanımı vardır…
Can Yücel'e göre;
“Sebepsiz sevmektir aşk, nedeni olmadan bağlanmak birine…”
Aşklar da mevsimlere benziyordu. Başlayış ve bitişleri arasına sıkıştırılmış anılarla baş başa kalabildiğimiz çöküşlerinde, evren bize ne demek istiyordu?
Aşk içimizde saklı bir hazine sandığı gibidir.. Kapağı bir kez açılamaya görsün. Ve bir gün bu hazinenin aniden bittiğini görürsün…
Ask hiç biter mi?.. deme… Biter dostum hemde öyle bir biter ki ölesiye biter.
Nasıl mı biter aşk?.. Asıl neden biter aşk?..
Söylenecek sözler söylenemediğinde, en söylenmeyeceklerin ardından...
Bu kadar kolay değil tabi ki aşk hiç biter mi sorusuna cevap vermek…
Gerçekten kabul etmesek de bir gün aşk biter. Önce biri geriye çekilir ve gider aşkın cenazesini kaldırmak geride kalan düşer…
Aslında biten “aşk” olmuyor, biten bizim iki kişiye ait olan “zamanımız” oluyor…
Ama biz bunun adına aşk bitti diyoruz…
Bundan yüzyıllar önce Aşk biter mi Romeo diye merak etmiş midir Juliet. Evlenince aşk bitiyor mu sence Leyla; demiş midir Mecnun. Ya da; lan dağı deldik delmesine ama hadi aşk biterse, neyse boş ver tünel olur demiş midir Ferhat Şirin’ine…
Zamanla alışırsın derler çevrende seni avutmak isteyenler
Geçer unutursun yeniden aşık olur hatta onunla yaşadığınız günleri hatırlamak bile istemezsin diyecek kadar teselli topuzunun ucunu kaçırabiliyorlar.
Bilirsiniz ki yalancı avunmaların faydası yoktur. Geri sayım yıllarınızın hesabını yaparken, içsel olarak önce onu, sonra kendinizi suçlamaya başlarsınız.
'Kim kimi önce baştan çıkardı?..' konusunda bir türlü anlaşamadığınız zamanlar resmi geçit halindedir. Sandık sepet karıştırmaya devam edersiniz. Tüm anılar odaya saçılır. Onları toplamak zaman alacaktır. Olsun ne fark eder. Bitmeyen gözyaşları arasında yalancı teselliler, kendinizi kandırdığınız sözde kızgınlıklar, toplamalar, çıkarmalar başlar. Kimse suçu üzerine almaz.
Sonra zannedersiniz ki; bir daha asla aynı dozda bir aşk olmayacak.
Belki de siz haklı çıkarsınız. Ama şu var ki; her aşk kendi dönemine damgasını vurur.
Aşk savaş gibidir; başlaması kolay ama durdurması zordur. Ayrıntılarda saklıdır, kendini küçük ve başkaları için önemsiz şeylerde var eder.
Aşk her zaman bayramını iki kişinin kutladığı ama cenazesini bir kişini kaldırdığı bir duygudur… Ve biter yüreğinin kırıkları arasına gömersin..
Ve küllenir o aşk biter. Elinden kayıp gider, içinden sanki bir şeyler kopup gider ve küllenir o aşk biter….
Şair, ‘Bu aşk bitti’ der, “Küllendi Şimdi Aşk” der ne desin şair yüreği işte bu… Şiirin gerisi de güzel gelir germesine ama aşk nasıl biter? Biter dostum biter… Hemde öyle biter ki gözünün yaşın bakmaz kalp kırıklarının arasına gömer üstünü de kanla örter…
Ahmet Telli demiş ya şiirinde:
“Aşk da bitti diyordu ya bir şair. Aşk bitti işte tam da öyle.”
“Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da
Uzun bir hastalık gibi
Aralıksız dinlediğim alaturka bir fasıl gibi"(...)
Ama size tavsiyem: Yaşamın anlamı kişisel acılarda saklıdır. Hele duygu derinliği olmayan ilişkilerin hikayesi yoksa bir ömür boşa geçmiş demektir. Bitişleri kabul edelim. Ağlamaktan korkmayalım.. Kendimizi gereksiz sahte cesurluklara teslim etmeyelim. Hüzünler de güzeldir.
Aşk acılarımız mümkünse olsun. Yıllar sonra yüzümüze anlam katan her çizginin bir kahramanı olduğunu unutmayalım.
Fazla abartmayın... Çünkü yerlere göklere sığdıramadığınız aşk, konu uzmanının dediği gibi; bir gün bir 'Hoşçakal'a sığacak.
Kimseye kızmayalım.
Kendimize bile. Yaşandı ama bitmedi. Eminim evren bu duyguları bir yerlerde saklıyor.
İyi ki bizler yaşamışız zamanında gerçek aşkları ve izi kalmış bu güne.
Şimdilerde saatlik, günlük yada haftalık şip şak yaşanan aşkların, ne yazık dramatikte olsa izleri olmayacak…
Yeni günün sizler için umut dolu, sevgi dolu geçmesini diliyorum.. Yüzünüzden gülümseme kalbinizden umut eksik olmasın..
Yaşamın kaynağı sevgi ise, sevgi bir tutku, tutku bir amaç, amaç bir şeyleri birileriyle paylaşmaksa, paylaşalım sevgimizi bir lokma ekmek gibi…
Yüzünüzden gülümseme kalbinizden umut eksik olmasın, gününüz aydın, mutluluğunuz daim, neşeniz bol, sağlığınız yerinde olsun.
Sevgiyle, sevdiklerinizle tüm kirlenmişliklerden uzak, mutlu gülen bir yüzle, sevin, sevilin, hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; atalarımızdan emanet aldığımız bu Vatanın sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir… Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbet olsun… Hoş kalın, hoşça kalın, sevgiyle, aşkla, hep dostça kalın, bir gün, bir yerlerde, görüşmek ümidiyle…