Siz bu sabah nasıl uyandınız?.. Bilmiyorum ama!..
Ben bu sabah nasıl uyandım?..
Yorgun annesi, gürültüden uyanmasın diye, soğuk zeminde, çıplak ayakla gezen çocuk gibi uyandım bu sabah...
Askerliğin ilk gününde saf ve anlamsız surat ifadesi ile ortada gezen askerler gibi uyandım bu sabah… Bu sabah sağlıklı diye alınıp, jelatini hiç açılmamış bitki çayı gibi uyandım...
Kurduğu hayallerin çok ötesinde hayatlar yaşayan insanlar gibi uyandım bu sabah…
Beşiğinde yatarken, perdeden korkup uyanan bebekler gibi uyandım bu sabah...
Ay sonu hesap kesimi yaklaşmış, sabaha kadar ödemelerini düşünmekten uyuyamayan, insanlar gibi uyandım bu sabah... Hiç olmamış bir şeyin, bitmişlik hissi gibi uyandım bu sabah...
Düzenli olarak, yıllardır her sabah farklı şekilde uyanıp, bir gün önce gönül torbasına doldurduklarını, günlük ruh hallerini misallerle, güzellik olsun diye paylaşan ama bir türlü bir deniz yıldızı kurtaramayan, kumsalda başı elleri arasında, aptal aptal düşünen ve artık buna bu sabah itibari ile bir son verme kararı alıp, artık aklına eserse paylaşımda bulunacak yazar gibi uyandım bu sabah..
Geleceğe umut ile bakacakken kör olmuş insanlar gibi uyandım bu sabah...
Sonra aynaya baktım, hayret dedim ne bu karamsarlık ve gülümsedim aynadaki bene..
Neyse boş verin benim nasıl uyandığıma, sizin uyanmalarınız iyi ve güzel olsun yarınlara…
Ve yarınlara, geleceğe gülümseyin.
Hani öyle pişmiş kelle gibi olanından değil, dalga geçer, alay eder gibi değil.
Yani gülümsediğiniz de sizi gören kelebeğin ömrünü uzatacak bir gülümseme…
Böylece bu kadar girizgâhın ardından yazının başlığında neden ‘GÜLÜMSE’ dedik. Haydi hep birlikte şöyle birlikte bakalım mı dostlar, neydi acaba bu gülümsemek?..
Gülümsemek, gündelik yaşantımızda çok kolay gibi görünen ancak bir o kadar zor ve neredeyse unuttuğumuz bir kavram. Gülümsemenin hayatımıza olan duygusal, ruhsal, fizyolojik ve toplumsal etkileri yadırganmayacak kadar büyük ve önemli aslında.
Bazen bir kitap sayfasında, bazen bir mektup satırında yüzünüzü gülümseten bir cümleye rastlamak mümkündür. Bazen de gülmek için gülümsetmek isteriz. Çünkü ruhun en büyük besin kaynağı gülmektir. Gülümsemek ruh halini yükseltir ve mutluluk duygusu yaratır.
Gülümsemek, karşınızdaki kişiye duygudaşlık göstermenin ve ilgi duymanın bir işaretidir. Bir gülümseme, diğer insanlara duyduğunuz ilgiyi ve onları anlamaya çalıştığınızı gösterir. Beyaz bir gülümseme, karşınızdaki kişiye olan ilginizi ve duygudaşlık yeteneğinizi artırır, böylece daha derin ve anlamlı ilişkiler kurmanızı sağlar…
“Gülümse hadi gülümse bulutlar gitsin
Yoksa ben nasıl yenilenirim hadi gülümse…”
Kemal Burkay’ın bir şiirinden muhteşem iki dize. Gülümsemek, yazarken bile içimizde bir ferahlık hissettiren kelime. Maliyeti sıfır değeri paha biçilmez denilir ya, peki gerçekten öyle mi?..
Ernesto Che Guevara demiş ki: “Gülmek devrimci bir eylemdir. Dik dur ve gülümse. Bırak neden güldüğünü merak etsinler…”
Kalabalık caddelere şöyle bir göz attığımızda gördüğümüz manzara: insanlar oradan oraya koşturuyorlar, bir yerlere bir şeylere yetişme telaşı içindeler.
Peki yüzleri nasıl?.. Büyük bir çoğunluğunun yüzleri asık…
“Kısacık bir ana sığan gülümseme bir hafızada ömür boyu yaşayabilir.” Elbert Hubbard
Bir 'an'a sığan gülümseme bir hafızada ömür boyu yaşayabilir...
Elbette olumlu bakışı kıran, hakikaten fitne ve kötülükle dolu insanlar vardır. Buna şaşırmayın. Hangi kutsal kitap yüzde yüz kabul gördü. Hangi peygamber, sıkıntı ve çile çekmedi. Hayatın bir parçasıdır bu. Neticede melek var, iyiliği fısıldayan. Şeytan var, kötülüğe başkanlık eden. Herkes yaradılış ve karakterinin gereğini yapıyor. Ama inanın iyilik ve erdem, aydınlık ve güzellik, kötülük ve çirkinliği yenecektir. Siz yeter ki her ayrıntıdaki güzelliği yakalayın ve gülümseyin…
Kalbiniz neye bağlanırsa varlığınız onun içeriğine bürünür. Bürüneceğiniz içeriği doğru bulun. Bir gülümsemenin insana hiçbir masrafı yoktur. Bu kadar basit bir sermayeyle elde edebileceğiniz kazançlar ise büyük olabilir.
Kısacık bir an'a sığan gülümseme bir hafızada ömür boyu yaşayabilir. Hiç kimse gülümsemenin getireceği yararları reddedecek denli zengin değildir. Hiç kimse de gülümsediği için yoksul düşmez.
Biri size ışıl ışıl gülümsediğinde nasıl karşılık verirsiniz? Herhalde siz de ona gülümser ve mutlu olursunuz. Gerçekten de gülümseme bulaşıcıdır ve ister bir arkadaşınız isterse de tanımadığınız biri olsun birinin size içtenlikle gülümsemesi içinizde olumlu duygular uyandırır.
Gülümseme korkaklara güç, kederlilere neşe, hastalara sağlık verir. Gülümseme yorgunları dinlendirir. Onu satın alamazsınız, onu dilenemezsiniz, onu çalamazsınız. Onu ancak birisi size gönül rızası ile verebilir.
İçten gelmeyen bir gülümsemenin de kimseye yararı olmaz.
Hiç kimse gülümsemenin meydana getireceği faydaları reddedecek kadar zengin değildir...
Hiç kimse de gülümsediği için fakir düşmez...
Biri size ışıl ışıl gülümsediğinde nasıl karşılık verirsiniz?.. Herhalde siz de ona gülümser ve mutlu olursunuz. Gerçekten de gülümseme bulaşıcıdır ve ister bir arkadaşınız isterse de tanımadığınız biri olsun birinin size içtenlikle gülümsemesi içinizde olumlu duygular uyandırır…
Size gülümsemeyen birisine rastlarsanız siz gülümsemenizi esirgemeyiniz. Çünkü gülümsemeye en çok gereksinimi olanlar gülümseyemeyenlerdir.
Herkesin sizi sevmesi için ikinci koşul: Gülümseyiniz. Yalnız fotoğraf çektirirken değil, fotoğraf çekerken de gülümseyiniz…
İçten gelmeyen bir gülümsemenin de kimseye bir faydası yoktur... Size gülümsemeyen bir insanla karşılaşırsanız siz yine de gülümseyin... Gülümsemeyi onlardan esirgemeyin...
Unutmayın ki:
Gülen gözler güneş gibidir, içimizi ısıtır…
Bir kez gülün ve değişsin hayat!.. Gülmek, vücuttaki stres seviyesini düşürerek sizi negatif duygulardan hızla uzaklaştırır. Kendimizi daha iyi hissetmemizi ve etrafımızdaki insanları da olumlu yönde etkilememizi sağlar. Hastalıklarla mücadelede sık sık ve içten gülmek en önemli yardımcıdır.
Hayat zor olabilir, hayat herkes için zaman zaman zorlaşabilir. Olumsuz olaylar da yaşanabilir. Yine de yaşamak gerek, tüm olumsuzluklara inat. Kendimize yapacağımız en önemli iyilik bu: Kendimize ve hayata gülümsemek.
Daha sağlıklı, kaliteli, mutlu bir hayata sahip olmak için; hayattan memnun olmak ve keyif almak, kendinizle birlikte çevrenizdekilere de olumlu bir örnek olmak için, yapmanız gereken tek şey gülümsemek...
Yüzünüzden gülümsemelerin eksik olmadığı güzel, mutlu ve bol ışıklı günler diliyorum.
İnsanı sevmek mutluluktur. Paylaşmanın bizlere sunduğu "Vermek" eyleminin içinde saklı bir cevherdir. Mutluluk, kökleri başka insanların kalplerine uzanmış ve onların sevgisi ile beslenen bir ağaçtır. Bu ağacımız ne kadar çok kalbe kök salmışsa bizdeki sürekliliği de o kadar çok ve uzun olur.
Einstein, "ancak gülümsediğiniz zaman insana benzersiniz," demiştir…
" Kapımıza değil kalbimize vuran buyursun." Kim ki; Barış adına, Sevgi adına, İnsanlık adına yoklama alırsa, Ben; ‘Buradayım’ ve Bizi daha çoğul BİZ olmaya bekliyorum… Unutmayın ki: "Sevgi, doğanın ikinci Güneşidir…"
Sevgiyle, sevdiklerinizle tüm kirlenmişliklerden uzak, mutlu gülen bir yüzle, sevin, sevilin, hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; atalarımızdan emanet aldığımız bu Vatanın sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir…
Gelecekte de güzel günler geçirmeniz dileğimi, yüzünüzün hep gülmesi dileğimi, kalbimden kalbinize gönderdiğim, gönülden kucak dolusu sevgilerimi de kabul etmenizi dilerim dostlarım…
Gününüz aydın, rızkınız ve ömrünüz bereketli olsun… Ayağınıza hiç taş değmesin, yolunuza hiç engeller yerleşmesin, gözleriniz hiç yaşarmasın ve de kalbiniz hiç kurumasın. Güzel günleriniz olsun… Kazanın, belanın ya da her türlü engelin yolunuzdan çekildiği, tüm iyiliklerin hep bir şekilde sizi bulduğu ve de pek kıymetli günlerinizin olduğu bir Salı günü yaşamanızı en içten duygularım ile dilerim.
Mutlu ve umutlu, acısız, gözyaşsız günler dilerim. Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbet olsun…
Hoş kalın, hoşça kalın, sevgiyle hep dostça kalın, bir gün, bir yerlerde görüşmek ümidiyle…