Umuttur, ümittir, berekettir
Özlemdir, özlemektir, özlenmektir
Sevgidir, sevmektir, sevilmektir
Gelecek yarınlara niyettir
Kalpten kalbe birlikteliktir…
İslam’ın iki büyük bayramı vardır:
1. RAMAZAN Bayramı
2. KURBAN Bayramı
Bu iki bayram Müslümanların Mekke’den Medine-i Münevvere’ye hicretinden (622’de) iki yıl sonra 624 yılında ilahi bir armağan olarak verilmiştir. Bu tarihten beri kameri takvime göre her yıl Müslümanlar Ramazan ve Kurban bayramlarını kutlamaktadırlar.
Bayramlar, her ne kadar eski tadı kalmasa da çok güzel duyguları yaşadığımız ve paylaştığımız özel günlerden hala. Bayramlar özellikle eskiden akrabaların bir araya geldiği, özlem giderildiği tadına doyulmaz günler demekti. Günümüzde bu anlamını biraz yitirmiş gibi bir hal aldı. Artık bayram demek tatil yörelerine kaçmak için bulunmaz bir fırsat demek. Yoğun iş stresinden ve modern çağın sıkıntılarından bunalan aileler bayram tatillerini yıllık izinleri gibi görmeye başladıkları için artık akrabaların bir araya gelmeleri gibi bir durum kalmadı. Özellikle gençler ve çocuklar maalesef bu yakın ilişkileri yaşama şansını pek bulamıyorlar.
Yine de bayramlar hep çocukluklarını anımsatır insana. Çünkü en çok çocuklar bayramlarda hoş tutulur, bir dedikleri iki edilmez. Harçlıklarla dolar cepleri miktarı ne olursa olsun. Hayatın telaşıyla henüz tanışmamış, ev geçindirme ve sorumluluk nedir bilmeyen çocuklar mutlu olur bayramlarda. Çocuk ve bayram herkes için birbiriyle çok yakın iki kelime olmuştur ve zaman akıp gitse de bu hiç değişmeyecek gibi görünüyor.
Bayramlar milletlerin millî övünç ve gururlarının, dini sevinçlerinin topluca yaşandığı günlerdir.
İslam kültüründe bayramlar toplumsal dayanışmayı ve barışı ifade etmektedir. Küslerin barıştırıldığı, gariplerin sevindirildiği bayramlar birlik ve beraberliğe vesile olduğundan her hoş görü, her iyilik, her ikram ibadet sayılmaktadır…
Dini Bayramlar; birlik, beraberlik, sevgi ve saygının güzel örneklerinin sergilendiği, toplumun bütün kesimlerinin birbiriyle kaynaştığı dostlukların pekiştiği, dargınlıkların bittiği, milli ve dini duyguların, inançların, örf ve adetlerin uygulandığı bir toplumda millet olma şuurunun şekillendiği, kuvvetlendiği paylaşma ve dayanışma günleridir…
Biz Müslümanlar bayramlarımızda barışma, kaynaşma ve yardımlaşma gibi hassasiyetlerimizi daha ön plana çıkartırız. Kurban bayramının temeli olan kurbana bu anlayışımızla yaklaşırız...
Kurban bir ibadettir. Hem de sosyal yönü ağır basan bir ibadettir. Hac Suresi’nin 37’nci ayetine baktığımızda kurbanın Allah’a kulluk, O’na bağlılık, emirlerine sadakat, bu yolda fedakârlık olduğun anlıyoruz. Aynı surenin 26’ncı ayetinden de yoksulların pahalı bir besin maddesinden faydalandırılmasının önemini idrak ediyoruz. Basiret sahibi herkes bilir ki, halkı Müslüman ülkelerde sadece Kurban Bayramı’nda et yeme imkânına kavuşan milyonlar vardır.
Zalim egemen güçler Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerde büyük bir dengesizlik oluşturmuşlardır. İslam’ın zengin Müslümanlara yapmalarını emrettiği kurban, bu dengesizliği belli bir ölçüde de olsa dengelemeye hizmet eden bir ibadettir.
Olaya ferasetle bakıldığında kurban etleri yoksulları dikkate aldığımızda gelişmiş gıda saklama teknolojisinin yardımıyla fakirlere önemli ölçüde çare olduğunu görürüz.
Hülasa Bayramlar, sevginin mayalaştığı, affın, mağfiretin, kemalin, sulhun, sükûnetin, vicdan ve nefs muhasebesinin yapıldığı, Allah’a yönelişin olduğu müstesna günlerdir…
Bu bayram vesilesi ve bu duygu, düşünceyle; başta Ebedî Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları ile yüce milletimizin birlik, beraberliği, halkımızın huzur ve güvenliği, vatanımızın bölünmez bütünlüğü için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi, hayatta olan, ebediyete intikal eden kahraman gazilerimizi, ebediyete intikal etmiş ama kalemi, eserleri ile kalbimizde yaşayan tüm ustaları rahmet ve minnetle anıyorum…
Vatanımda ve yurt dışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarımızın, İslam aleminin, bu güne dek dostluğu, sevgiyi, sevinci ve geleceği.. Aşımızı, ekmeğimizi, soframızı.. Hüznümüzü, acımızı, yalnızlığımızı, gözyaşımızı.. Kahkahamızı, sevinçlerimizi, duygularımızı paylaştığımız dostlarımın, arkadaşlarımın, akrabalarımın, sevdiklerimin sevenlerimin, sizlerin; birlik ve beraberliğimizi, kardeşlik ve dostluğumuzu en sıcak şekilde hissedeceğimiz Kurban Bayram’ını en içten dileklerimle kutluyor; her ilkbaharda gelinciklerin en güzel başlangıçları müjdelemesi gibi, bu bayramın da herkese, size, ailenize, sevdiklerinize başarı, mutluluk, neşe, huzur, sağlık ve esenlikler getirmesini diliyorum..
Bizleri bayram günlerine kavuşturan ve bayram sevincini yaşama fırsatı veren Yüce Rabbimize hamdü sena, Resul-i Ekrem Efendimize salatü selam olsun…
Sevgiyle, sevdiklerinizle tüm kirlenmişliklerden uzak, mutlu gülen bir yüzle, sevin, sevilin, hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; atalarımızdan emanet aldığımız bu Vatanın sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir…
Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbet olsun… Mutlu, umutlu, sağlıklı, acısız, gözyaşsız güzel bir gün dilerim. Hoş kalın, hoşça kalın, sevgiyle hep dostça kalın, bir yerlerde bir gün görüşmek ümidiyle…
İyi bayramlar sevgili dostlarım, arkadaşlarım, kardeşlerim, abilerim, ablalarım, büyüklerim, küçüklerim ve hısım akraba KURBAN BAYRAMINIZ kutlu ve mutlu olsun!..