Bu gün günlerden 21 Mart 2024 Perşembe Dünya şiir günü ve Bahar Bayarım yani Nevruz…
Ne güzel iki güzel günü aynı günde karşılıyoruz.
Ama ne yazık ki hüzünde var bu günümüzde aynı zamanda ;"Uzun ince bir yoldayım/Gidiyorum gündüz gece/Bilmiyorum ne haldeyim/Gidiyorum gündüz gece" dizeleriyle hafızalara kazınan, yaşama sevinciyle hüznün, iyimserlikle umutsuzluğun iç içe olduğu şiirleriyle, Âşık geleneğinin en büyük ve son temsilcilerinden halk ozanı Âşık Veysel Şatıroğlu, 21 Mart 1973 günü bir Nevruz sabahına doğru saat 3.30'da vefat etmiştir. Aralık 2022'de yayımlanan cumhurbaşkanlığı genelgesi ile ölümünün 50. yıl dönümü nedeniyle 2023 yılının Türkiye'de "Âşık Veysel Yılı" olarak kutlanmıştır
Bu gün vefatının 51. Yıl dönümü…
Ozan, ölümünden birkaç saat öncesinde bile, ''Birbirinizle, konu komşuyla iyi geçinin, dirliğiniz, düzeniniz bozulmasın'' diyerek, ''Kürt'ü Türk'ü ne Çerkez’i/Hep Âdem’in oğlu, kızı/Beraberce şehit, gazi/Yanlış var mı ve neresi'' dizelerini söylemiş, miras bırakmıştır bizlere…
Çocukken iki gözünü de kaybetmesine rağmen şiirlerine yansıttığı vatanseverlik, hoşgörü, yaşama sevinci ve sevgi mesajlarıyla hem kendi dünyasını aydınlatan hem de bugünlere ışık tutan halk ozanı, hafızalara kazınan çok sayıda eser bıraktı.
Âşık Veysel'in vatan, tabiat, birlik, çalışma, yardımlaşma konularını işlediği şiirlerinde, vatana bağlılık ve idealistlik dikkati çeken en önemli noktalardan birsidir...
-21 MART BAHAR BAYRAMI(NEVRUZ)
Baharın gelişini simgeleyen, doğanın uyanışını gösteren ve sıcaklığın toprakla buluşmaya başladığına işaret eden gün.
NEVRUZ. Nevruz Bayramı ya da kısaca Nevruz… Dünya çapında çeşitli halklar tarafından da kutlanan Nevruz aynı zamanda Türk soylu halkların ortak bayramıdır…
Nevruz, tabiatın canlanmasını, yeniden dirilişi ifade eder. Baharın gelişi, barış, dostluk ve kardeşlik anlamına gelir…
Nevruz Türk kültür tarihinin, hem islam öncesi, hem islam sonrası kutlanan önemli ve eski bayramlarından biridir. Tarih boyunca hiç bir dönemde unutulmamış, islam öncesi şaman geleneklerinden, Selçuklulara, Osmanlılara ve günümüze kadar kutlanmıştır. Bugün Orta Asya Türk devletlerinde değişik törenlerle kutlanmaktadır.
Nevruz (bahar), baharın ilk günüdür ve bu gün kuzey yarım kürede bahar ekinoksunun (gün tün eşitliği) oluştuğu gündür. Güneşin ekvatora dik açı ile gelir. Gece ve gündüz birbirine eşitlenir. Ayrıca hem kuzey hem de güney kutbu aynı anda gündoğumu hattındadırlar ve gün ışığı her iki yarımküre arasında eşit olarak paylaşılmaktadır. Havalar ısınarak çiçekler açmaya başlar karlar erir ve yeni gün yani baharın geldiğini simgeler.
Nevruz kış uykusuna yatan doğanın uyanışıdır. Nevruz doğanın dirilişidir. Nevruz baharı müjdeler.
Doğanın ölü dokusu nevruzla birlikte can bulur.
Bereketin, beklentilerin, huzurun ve mutluluğun başlangıcı olan Nevruz, içerdiği güçlü anlamlarla, yeni bir uyanışa, barışa, dostluğa, birlik ve beraberliğe yapılan bir çağrıdır.
Nevruz Bayramı, binlerce yıldır Asya’dan Balkanlara, Ortadoğu’dan Anadolu’ya kadar geniş bir coğrafyada yaşayanların ortak kültür zenginliğini oluşturmaktadır. Nevruz bu büyük coğrafyada halkları birbirine bağlayan güçlü bir kültürel bağdır.
Türkiye’de bir gelenek, Türk Cumhuriyetleri’nde ise resmî bayram olarak kutlanırken, 1995 yılından itibaren Türkiye Cumhuriyeti tarafından Bayram olarak kabul edilen bir gün haline gelmiştir.
Türk Takvimi’nde bir gün 12 bölüme ayrılır, her bölüme Çağ adı verilirdi. Bir çağ iki saat, dolayısıyla bir gün de 24 saattir. Her bir çağ ise sekiz Keh ten ibarettir. Yılbaşı olarak gece-gündüz eşitliğinin yaşandığı 21 Mart, Nevruz günü olarak kutlanır. Bu güne ve yeni yılın başladığı an’a Yılgayak denir.
On iki Hayvanlı Takvim ve Melik Şah’ın Celali Takvimi’nde yılbaşı olarak belirlenen 21 Mart, Divânü Lügati’t-Türk’te de ilkbaharın gelişi olarak belirtilir. Türk edebiyatı ve musikisine de Nevruz; Nevruz-ı Asl, Nevruz-ı Arap, Nevruz-ı Bayati, Nevruz-ı Hicaz, Nevruz-ı Acem ve Nevruz-ı Seba olarak girmiştir. Tarihte pek çok devlet tarafından bayram ve gelenek olarak kutlanmıştır. Bunların başında Anadolu beylikleri, Eski Mısır, İran, Safavi, Sasani, Moğollar, Selçuklu ve Osmanlı gelir.
2010'da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 3000 yıldan beri kutlanmakta olan Pers kökenli bu şenliği, Dünya Nevruz Bayramı ilan etmiştir. 28 Eylül - 2 Ekim 2009 arasında Abu Dabi’de hükümetler arası toplanan Birleşmiş Milletler Manevi Kültür Mirası Koruma Kurulu, Nevruzu Dünya Manevi Kültür Mirası Listesi 'ne dâhil etmiştir. 2010'dan başlayarak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 21 Mart'ı "Dünya Nevruz Bayramı" olarak kabul etmektedir…
Etnik kökeni, dili, inancı ve siyasi görüşü ne olursa olsun herkes, bu ülkenin ayrılmaz ve eşit vatandaşlarıdır. Bütün renkleri ve dokularıyla, bütün zenginlikleriyle bu memleket hepimizindir. Bu bilinçle, sahip olduğumuz birikimin en iyi şekilde korunması ve yarınlara aktarılması hususunda hepimize büyük sorumluluk düşmektedir.
Sevgi, hoşgörü, karşılıklı saygı ve anlayışı benimseyen milletimiz, tarih boyunca birbirine sarsılmaz bağlarla kenetlenmiş, ortak sevinç, umut ve kederleri paylaşmış, geçmişinden aldığı bu güçle geleceğe güvenle bakmıştır.
Baharın gelişini, doğanın uyanışını müjdeleyen, umut dolu başlangıçların, bolluk ve bereketin simgesi Nevruz Bayramı, sadece ülkemizde değil, tüm komşu ülkelerde, akraba devlet ve topluluklarında da ortak bir ruhla ve coşkuyla kutlanmaktadır. Ve Türkiye genelinde de birçok etkinlikler ve kutlamalar yapılmaktadır.
Sizde baharın gelişini sevdikleriniz ile birlikte büyük coşku ve sevinç ile kutlayınız.
Nevruz/Bahar bayramınız kutlu olsun… Yuvalarınıza şenlik, kalbinize sevgi, kardeşlik dolsun…
-21 MART DÜNYA ŞİİR GÜNÜ
Dünya çapında kutlanan Dünya Şiir Günü‘nün amacı “farkındalık yaratmak ve ulusal, evrensel, bölgesel şiir hareketlerine taze bir enerji sağlamak” olarak nitelendirilmektedir. Şiirin sorgulayarak çeşitlilik yarattığını belirten UNESCO, dil çeşitliliğini kutlamak için bugünü şiir günü olarak ilan etmiş…
“Dünya Şiir Günü” ilk kez 1999 yılında şiirin sorgulayarak çeşitlilik yarattığını belirten’ UNESCO,’ dil çeşitliliğini kutlamak için bugünü şiir günü olarak ilan etmiş…
Şiir okumayı, yazmayı, yayınlamayı teşvik etmeyi amaçlayan Dünya Şiir Günü, önceleri 5 Ekim’de kutlanırken 20. yüzyılın sonlarına doğru 15 Ekim’de kutlanmaya başlanmış. Uzun süredir 21 Mart’ta kutlanan Dünya Şiir Günü, bazı ülkelerde halen bu tarihlerde kutlanıyor.
Her insanın bir öyküsü vardır ama her insanın bir şiiri yoktur!. Demiş üstat Özdemir Asaf.
“Şiir herkese tanıdıktır; herkesin bildiğidir. Kırgının fısıltısı, öfkelinin haykırışıdır. Şair de Fuzûlî'nin dediği gibi yoksul bir hükümdar, görkemli bir yoksul olabilir.
Şair herkes için de söylese, kendi için de söylese türküsünü sözcükler bir kere dizeye dökülüp şiir oluştu mu herkesindir artık şiir. Şiirin ana maddesi dildir. Öteki yazın sanatlarının da ana maddesi dildir ama şiirinki daha da dildir! Çünkü şiirde her sözcük kendi anlamını aşar, gizilgüç anlamını sunar şiire.
Şiir düşüncelerle yazılmaz ama şiirsiz düşünceler de bir işe yaramaz. Şaire de şiirle yaşamak yetmez, şiirde yaşaması gerekir.
Şiir herkese tanıdıktır; herkesin bildiğidir. Kırgının fısıltısı, öfkelinin haykırışıdır. Tehlike anında kurtarıcıdır şiir. Karanlıkta birbirini yitirenler, yine birbirlerini bulmak için ‘Sese gel!' diye bağırırlar... Karanlık dönemlerde insanlığın kendini bulması için ‘Şiire gel!' diye bağırılmalıdır...
Aydınlık dönemlerde ise zaten şiire gelinmiş demektir.
Bazı durumlarda ve bazı ülkelerde şöyle bir uyarıya gerek duyuluyor: ‘Dikkat! Lütfen şairleri ezmeyiniz!'
Böyle bir ülke olmamıza zemin vermeyiniz…
Şiir para getirmez doğal olarak; ama bu yargı şiir para etmez demek değildir. Belki de bunun ayırdın da olunmadığı için şiiri ve şiirini yitirmekte olan bir dünyada yaşadığımız söylenebilir ama bu şiirin yok olduğunu göstermez.
Şiir, çağının seslerinin yankısını taşır: Kahkahalar, çığlıklar, ıslıklar… Aşk şarkılarına marşlar karışır, ağıtlara çocuk sesleri. Çok sesli bir korodur şiir, bir orkestra.
Şairler hükümdarlara övgüler yazsalar da bu sesleri şiirin orkestrasına ekleyemezler. Bir yıl geçmeden yıpranır gider o övgülerin kumaşı.
Eskimeyen, yaşamaya övgüdür, adalete, aşka.
Bir de diktatörlere yazılmış alaylar eskimez, bin yıllarca.
Şiir durmaz ve durdurulamaz. Şiire ne boyunduruk, ne tasma takılır. Şiir zincire vurulamaz. Şiire kelepçe takılamaz. Şiir özgürdür, özgürlüktür.
Şiir zalimlere, alçaklara, namussuzlara meydan okur, onun gücü en güçlüye boyun eğdirir.
Engel tanımaz. Engelleri yıkar ve ezer geçer.
Şiir ölümsüzdür. Şiir olmasa, sevdalılar söyleyecek söz bulamaz; o zaman sevda da, aşk da olamaz. İnsanoğlu yok olur. Şiirdir insanoğlunu sürekli kılan. Anaların şefkati, babaların güveni, çocukların kıvancıdır. Yaşasın şiir. Yıkılsın diktatörler, krallar, asiller, emperyalistler
Kısacası, şiir kavuşmanın tadı, ayrılmanın acısıdır. Güzellik işçisi olan ozanın en derin sanatıdır. Sözün damıtılmasıdır.
Ne mutlu şiir yazan, şiir okuyan, şiir sevene… Yaşasın şiir…
Mutlu, huzurlu, sorunsuz ve sevdiklerinizle birlikte neşe içinde geçen güzel bir gününüz olsun. Umut ve sevgi gönül sofranızın baş tacı olsun... Gönül soframdan gönül sofranıza sevgi ve muhabbet gönderdim...’
Ebediyete intikal etmiş eli kalem tutan, şiir yazan ve okuyan üstatlarımız ışık ile şiir ile yatsınlar… Başta benim bu konuda ilk hamurumu yoğuran değerli “Yusuf Nalkesen” hocam olmak üzere her birini saygı ve rahmet ve saygıyla anıyorum. Yaşayan üstatlarıma, hocalarıma, tüm şair/yazar dostlarıma, arkadaşlarıma kardeşlerime, ağabeylerime sağlık, huzur, şiirleri kıskandıracak mutluluklar diliyor, kalemlerinin karşısında saygıyla eğiliyorum…
Ve top yekûn diyorum ki hepimize: Hayat sevince güzel ve hep birlikte diyelim ki her bir cümleye; bu ülkenin sahipleri yalnızca bu ülkeyi karşılıksız seve bilenlerdir… Yeni bir gün, yeni bir bahar size ve sevdiklerinize şans getirsin, mutluluk, huzur ve sağlıkla sürsün...
Hepimizin Dünya Şiir Günü ve Bahar Bayramı kutlu olsun.
Şiir gibi güzel, anlamlı, özenli, onurlu, seçkin geçsin günleriniz. Ne mutlu şiir yazan, şiir okuyan, şiir sevene…
Bu vesileyle “Ben giderim adım kalır/Dostlar beni hatırlasın/Düğün olur bayram gelir/Dostlar beni hatırlasın” dizelerinin sahibi büyük ozan Âşık Veysel’i yâd ediyor nurlar, ışıklar, şiirler/türküler içinde yatsın diliyorum…
Sevgileri çoğaltan gözyaşı mevsimleriniz olsun dilerim can dostlarım…
Sevgiyle, sevdiklerinizle tüm kirlenmişliklerden uzak, mutlu gülen bir yüzle, sevin, sevilin, hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; atalarımızdan emanet aldığımız bu Vatanın sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir…
Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbetler gönderdim… Hoş kalın, hoşça kalın, hep dostça kalın, bir yerlerde bir gün görüşmek ümidiyle…
21 Mart 2024