“Dünyada sahtelik kadar gelişim gösteren başka bir şey yok.” Diyor Murat Menteş Kimliksiz, kendi gerçeğinden korkan, maskeli… Plastik çiçekler gibi; kokusuz, renksiz, yaşama hiçbir anlam katmayan sahte insanlar…
“Dünyada sahtelik kadar gelişim gösteren başka bir şey yok.” Diyor Murat Menteş
Kimliksiz, kendi gerçeğinden korkan, maskeli… Plastik çiçekler gibi; kokusuz, renksiz, yaşama hiçbir anlam katmayan sahte insanlar… Onlara o kadar alıştık ki, yakın zamanda robotlar dünyamızın bir parçası olduğunda hiç de zorluk çekmeyeceğiz…
Sadece insanın sahteliği mi? Dünyada asıl ve gerçek diye bir şey neredeyse kalmadı…
Teneffüs ettiğimiz hava (oksijen dışında her şeyi soluyoruz), içtiğimiz su, yediğimiz meyve, ot, et hiçbiri normal değil. “Bir dirhem et bin ayıp örter.” kültüründen, açlık orucu modasına geldik. Bu da ayrı mesele.
Kimse aslı gibi değil, suretleri ile yaşıyor. Bize sevgiyle bakan güzel bir çift gözün vereceği mutluluk yerine estetikli aynaların yansıttığı kendimiz/le mutlu olmayı yeğliyoruz.
“Plastik çiçekler gibi”; yüzeysel ve yapay…
Plastik çiçekler genellikle yapay ve sahte oldukları için, bu ifade insanların da sahte veya doğal olmayan bir şekilde yaşadığını, samimiyetten yoksun olduğunu ifade eder. İlişkilerin kalitesizliği ve sığlığı bundandır.
Modern yaşamın hızı, teknolojinin etkisi ve bireyselliğin ön plana çıkması, insanların birbirlerine ayırdığı zamanı ve gösterdikleri özeni azaltırken insanlar da, tatminsizlik ve yüzeysellik su yüzüne çıkıyor.
Bu durumu iyileştirmek için (insan ve doğa) ilişkilerin de, tıpkı canlı çiçekler gibi ilgi ve bakım gerektirdiğini anlamamız gerekir.
“Sahtelik, insan ruhunun zayıflığının bir işaretidir.”
Ruh, bizim benliğimizin merkezi ve varlığımızın derinliklerinde yatan gizli bir hazinedir. Bu hazineyi kıymetli hale getirmedikçe, derinleştirmedikçe sahteliklerin önüne geçemeyiz. Bu da sadece maddi varlıklarla değil, manevi ve duygusal deneyimlerle elde edilir.
“Kapalı gözler, ruhu seyretmenin en güzel şeklidir.” diyor – Victor Hugo
Gözlerinizi aynalara kapatın, içinizi görmeye çalışın.
Kendimizi tanımaya, anlamaya, kendimizle barışık, kendimize saygılı olmak için çaba sarf edelim. Derin ve anlamlı ilişkiler kuralım. Sanat, müzik, edebiyat gibi alanlarla ilgilenerek, bu alanlardan ilham alalım.
Gerçekliği yansıtan yanını yakalayıp, doğayla vakit geçirelim, onun güzelliklerini ve dinginliğini yaşayalım. Ve yeni bilgiler ve beceriler edinerek, kendimizi sürekli olarak geliştirelim.
Duygularınızı yönetirseniz içsel güzelliğinizi zamanla geliştirip ve derinleştirirsiniz.
İçsel güzellik, bir kişinin fiziksel görünümünden bağımsız olarak sahip olduğu olumlu duyguları, nitelikleri ve erdemleri ifade eder. Bunlar, kişinin karakteri, değerleri, davranışları ve duygusal olgunluğu tanımlayan ve tamamlayan önemli özelliklerdir.
Sonuç olarak; İnsanın sahtelikten çıkması için içsel güzelliğini, dışsal güzellikten daha değerli bulması ve özen göstermesi gerekir.
Bu sizi daha huzurlu ve toplum tarafından da daha değerli kılacaktır. Çünkü içsel güzellik, kişinin karakterinin ve ruhunun bir yansıması, davranışlarının ve de yaşamının gerçekliğidir.
“Bir insanın değeri, ne söylediği değil, nasıl yaşadığıyla ölçülür.” – Martin Luther