Çocukluk yıllarında gece başımı yastığa koyduğumda buharlı lokomotif (Kara Tren) " İftiyan'dan geçerken çaldığı keskin düdüğü " ile her gün ayrı bir heyecan olurdu.

İstasyonlardaki görünüm tipik binaları,yolcu bekleme salonu ve dışarıda küçük çaptada olsa yeşillendirilmiş park alanı çevreye ayrı bir güzellik katardı.

Kara tren dediğimiz buharlı lokomotifle ilk ve uzun yolculuğum vatani görevim nedeniyle İsparta-Van arasında yapmak nasip oldu.Bazı istasyonlarda dizel lokomotifle değiştirilerek yolumuza devam ettik.

Her durduğu istasyonda bir başka güzellik, yörelerinin ürünlerin satan insanlar,kendine has tarz ve mimarisi ile ne çok hoşuma giderdi ara istasyonları.

Yolculuğu hiç sıkmaz,adeta yollar bitmesin derdik...

Buharlı lokomotifler seferden kaldırılalı uzun yıllar oldu şimdi bazı istasyonların önünde " Dev bir maket " halinde sergileniyor.Bakarken tabiki hafızamızı eski yıllara yönlendiriyor.

Yerlerini büyük ölçüde dizel lokomotiflere,bazı hatlardada Yüksek hızlı trene yerini bıraktı.

O tarz olarak alıştığımız istasyonların büyük bir kısmı eski görünümünü korurken,türkülerimize konu olan " Kara Tren " artık tarih oldu...

Pek çok tatlı ve acı anılarıda beraberinde götürdü..

Yüksek hızlı tren ile bir kaç kere Konya-İstanbul seyahatim oldu.Zamandan kazanmak adına teknolojinin büyük nimeti ancak buharlı lokomotifteki " Nostaljik istasyonlarda " inip bir kaç dakika etrafı gözetleme,alış veriş gibi imkânları zaman olarak bulmak imkânsız.

Duruş ve kalkış zamanı sınırlı..

Şimdi soracak olursanız hangisi diye,öylesine hafızamızda yer etmişki " Kara tren " tıpkı türkülere konu olduğu gibi yüreğimize işlemiş adeta.

Keşke bazı hatlarda seferde olsada " O eski doyumsuz güzellikleri " gerek istasyonlarda gelişini beklerken ve gerekse durduğu istasyonlar ve geçtiği yerlerdeki tabi manzaraları yine görme fırsatımız olsa..

Rampa yukarı çıkarken zorlanarak verdiği ses, hâlâ kulaklarımda çınlıyor...

Değişik yörelerimizin türkülerinede konu olmasıda sıla,yâr,hasret kokan ezgileri çağrıştırır..

" Ah tren kara tren,

Odur yâri götüren,

Gitti yârim gelmedi,

Budur beni bitiren.

Kumralım güzelim aman,

Yandım Vallah.

Seversen mektup yolla." (*)

Konuyu bir şiirimle bağlıyorum.

Esen kalın..

VEDA TRENİ

Raylara dökülürken gözyaşları,

Yine hüzzâm bir şarkı çalıyor,

İliklerime kadar işliyor yağan yağmur,

Hepmi hasret olacak yaşantım?

Yine beklerken istasyonda treni,

Sarılacağım yazdığım şiirin bekle diyen satırlarına,

Yerlerde hazan yaprakları,

Gökyüzü ağlıyor sanki yalnızlık çeken bana..

Son kuşlarda terketmiş yalnızlık dolu akşamları,

Acaba bir bahar daha görürmüyüm,

Yeşerirmi yine içimdeki ölmüş duygular,

Bir tarafta uzayan raylar,

Bir tarafta beni tarif eden sonbahar..

Gel veda treni al benide götür yıldızların solmadığı diyara.

Hüseyin Ülkü KORKMAZ

(Kayıt tarihi 21.11.2017 21.11.00 antoloji.com)
***

(*) Lüleburgaz (Kırklareli ) Mustafa Sami Arlı'dan