YENİ SENDİKA Genel Merkezi tarafından Türkiye’de sendikalara getirilen yüzde 2 üye barajının haksızlığı ile ilgili olarak Uluslararası Çalışma Örgütü’ne (ILO), Uluslararası Kamu Çalışanları Sendikaları Federasyonu’na (PSI), Avrupa Kamu Hizmeti Sendikaları Federasyonu’na (EPSU) ve Avrupa Sendikalar Konfederasyonu’na (ETUC) bilgilendirme mektupları gönderdi. Mektupta daha önceleri hangi sendikayaüye olunursa olunsun “Toplu Sözleşme İkramiyesi” adı altındatüm sendika üyelerine hükümet tarafından üç ayda bir eşitoranda teşvik ödemesi yapılarak örgütlenmenin desteklenmesive sendikal özgürlüklerin gelişmesi bağlamında sendikalararasında eşit rekabet şartlarının oluşmasına fırsat verildiğibelirtildi. Ancak; bu uygulamanın ilk önce 2022 yılı için yetkili konfederasyon olan Memur-Sen ile hükümet arasında yapılan toplu sözleşme içeriğine eklenen bir ibare ile “Yüzde 1 Barajı” şeklinde değiştirilmek istendiği ifade edildi. Mektupta; 2022 yılı için bahsedilen “Yüzde 1 Barajı” uygulamasının, hukuka uygun bulunmadığı gerekçesiyle kısa süre içerisinde Danıştay mahkemeleri tarafından iptaledildiğine dikkat çekildi. Danıştay mahkemelerinin gerekçelikararında ise “Bu düzenleme ile kısıtlayıcı ve daraltıcı birkriter getirilmesi, sendikal özgürlüğe bir müdahale niteliği taşıdığı gibi, aynı hizmet kolunda çalışıp aynı işi yapan sendika üyesi kamu görevlileri arasında, toplu sözleşme ikramiyesi ödemesinde eşitsizlik yaratacağı da açık olduğundan, dava konusu düzenlemede, 2022 yılı toplu sözleşme ikramiyesinden yararlandırılmaya ilişkin söz konusukoşul yönünden, mevzuata ve hukuka uygunlukbulunmamaktadır” şeklinde son derece net ifadelerkullandığının altı çizildi.
YENİ SENDİKA Genel Merkezi tarafından Uluslararası Çalışma Örgütü’ne (ILO), Uluslararası Kamu Çalışanları Sendikaları Federasyonu’na (PSI), Avrupa Kamu Hizmeti Sendikaları Federasyonu’na (EPSU) ve Avrupa Sendikalar Konfederasyonu’na (ETUC) gönderilen mektuplarındevamında ise şu ifadelere yer verildi;
Memur-Sen; kendi talebi ve hükümetin olumlu yaklaşımı ile toplu sözleşmelerde gündeme getirdiği, ancak 2022 yılı için uygulanmasını başaramadığı bu hukuksuz durumun hayata geçirilebilmesi için ısrarcı olmaya devam etmiştir. Memur-Sen, kendisine bağlı sendikalarının üye kayıplarını telafi edebilmek ve diğer bağımsız sendikalara yönelen tercihleri durdurabilmek amacıyla sivil toplum anlayışına yakışıksız olabilecek bir şekilde hükümet yetkilileri ile görüşmeler yapmıştır. Yapılan görüşmeler sonucunda bu kez de söz konusu düzenlemenin kanun değişikliği ile “Yüzde 2 Barajı” uygulaması olarak hayata geçmesi sağlanmıştır.
2022’de başarılı olunamayan, ancak Resmi Gazetede yayımlanan 7429 sayılı Kanunun 13. maddesi uyarınca 28Aralık 2022 tarihi itibariyle yürürlüğe giren kanun değişikliği ile sendikalar arasında ayrımcılığa gidilerek, sendika üyelikleri arasında üyelere yönelik iki farklı ödeme türü getirilmiştir. Birincisi; örneğin, kamu sağlık ve sosyal hizmet kolunda yer alan 800 bin çalışanın en az 16 binini üye yapamamışsanız, sizin sendikanızın üyeleri bugüne kadar devam eden “Toplu Sözleşme İkramiyesi” teşviğinden mahrum bırakılmıştır. İkincisi; bahsedilen hizmet kolunda yetkili sendikanın da içinde yer aldığı toplam 45 sendikadansadece 6’sı yüzde 2 barajını geçerek “Toplu Sözleşmeİkramiyesi” teşviğinden faydalanabilmiştir.
YENİ SENDİKA Niğde İl Temsilcisi Deniz ÖZTÜRK isekonu ile ilgili yaptığı değerlendirmede “Bugüne kadar dahaönce bağımsız sendikalara hiç bir baraj kısıtlamasıuygulanabilmiş olmamasına rağmen söz konusu kanundüzenlemesi ile yüzde 2 barajı uygulaması nedeniyle sendikalörgütlenmenin önüne büyük bir engel çıkarılmıştır. Mayıs 2023’te yıllık resmi istatistikleri baz alındığında Türkiye’deki 11 hizmet kolunda kurulu bulunan toplam 231 kamu görevlisi sendikasının tam 187’si %2 barajı altında kalmıştır. Söz konusu bağımsız sendikalara üye 100 bine yakın kamugörevlisi, mevcut durumda toplu sözleşme ikramiyesinin üçtebirine denk gelen ayrımcı bir sözde destek ile yetinmekzorunda bırakılmıştır” iafadelerini kullandı. ÖZTÜRK,“Aslında bu kanun sendikal hak ve özgürlüklerinkorunmaması yanında, bilakis sendikal örgütlenmelerinkısıtlanması bağlamında Türkiye’nin taraf olduğu uluslararasıILO sözleşmelerine ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasayası’nada açıkça ters düşmektedir. Anlaşılan o ki yetkili kamugörevlileri konfederasyonu Memur-Sen, kendisine bağlı olansendikalarının hızla devam eden üye istifalarınıdurdurabilmesi noktasında çaresiz kalınca, sendikal çeşitliliğiengelleme yöntemine sarılmıştır. Yetkili konfederasyon ileişveren heyetinin Türkiye’deki kamu görevlilerinin haklarıiçin pazarlık yapması gerekirken, kamu görevlilerinin aleyhineyapılan bir uzlaşma algısı talihsiz bir tarihi vesikayadönüşmüştür. Hazin olan şu ki; yetkili kamu görevlilerisendikalarının toplu sözleşme hakkının gereklerinin icraetmesi yerine toplu sözleşme ikramiyesinin genellik ilkesiniyok etmesi üzerine bir sendikal çaba ortaya konulmuştur” dedi.
2022- 2023 yıllarını kapsayan toplu sözleşme hükümlerininkanun değişikliği ile hükümsüz hale getirildiğini belirtenÖZTÜRK, yapılan düzenlemeye en çok itiraz etmesi gerekensivil toplum örgütünün de aslında yine Memur-Sen olmasıgerektiğini söyledi. ÖZTÜRK, “Bu değişiklik Memur-Sen’inrızasını içerse bile toplu sözleşme imzasını hükümsüz hale getirmektedir. Bu nedenle Türkiye’de hükümetle yapılan veaslında geçerliliğini yasal olarak koruması gereken toplusözleşme maddelerinin güvencesi fiilen yok edilmiştir” şeklinde konuştu.
Mektubun son kısmında ise bahsedilen gerekçelerle birlikteayrımcılığa neden olan ve sendikal örgütlenmenin kısıtlanmasıanlamına gelen bu düzenlemeye karşı Türkiye’de her türlü içhukuk yollarına başvurulduğu belirtildi. Sendikal hak veözgürlüklerin gelişimine gölge düşüren bu yanlış uygulamanınbir an önce sona erdirilmesi için yaklaşık dokuz aydır yasalsonuç beklendiğinin altı çizilen mektupta uluslararasısözleşmelere de uygun olmayan bu düzenlemenin yanlışlığıylailgili olarak, yine uluslararası kamuoyunda etkin farkındalıkçalışmalarının devam ettirileceği ifade edildi.