Geçmiş yıllara bakıyorum, Niğde de siyasetin nabzı seçimden 2 ay önce hiç bu kadar erken atmaya başlamamıştı.

Görünüşe bakılır ise bu seçim bir başka seçim olacak Niğde için.

Bir konu şimdilik önemli..

Sessiz propaganda..

Partiler daha önce alınan karara uyuyorlar fakat nereye kadar hep birlikte göreceğiz.

Daha doğrusu hangi parti bu sessiz propaganda işini delecek ve caddelerde yine bir gürültü tufanı kopacak, merakla beklemek istemiyoruz.

Bence hiçbir parti bu kuralı delmesin. Niğdeliler bu konudan son derece memnun ve böyle çok iyi..

Siyasi parti adayları şimdi sahaya çıkmış durumda.

Artık durma zamanı değil bunu onlarda biliyorlar.

Her birinin taktiği farklı desek te amaçları aynı. Seçmeni etkilemek.

Seçmen ise kendisini etkilemek için 5 yılda bir ayağına kadar gelen bu fırsatı iyi değerlendirmenin çabasında.

Kimileri kamuyu ilgilendiren konularda taleplerini iletirken, kurnaz olanlar ise başka yöntemlerle adaylardan bir şeyler koparmanın peşinde.

Şu sosyal medya ve dijital ortamlar..

Nerede ne olup bitiyor ise herkes anında cep telefonundan öğreniyor.

Hangi aday nerede ne demiş, ne vaat etmiş, kim kimle dans ediyor ayan beyan ortada.

Şimdi bu süreçte adaylar içinde dikkat etmesi gereken önemli konular var.

Bu konuları isteyen aday dikkate alır isteyen almaz.

O da adayın kendisinin bileceği iş.

Adaylar her seçimde olduğu gibi, bu maratonda o partiden, bu partiye, o görüşten bu görüşe zıplayıp duranlara dikkat etmeli.

Bir tarafta başkasının afişini taşıyıp, işi ve menfaati olduğunda arkadan dolanıp kendisini onunlaymış gibi gösteren tipler en tehlikeli olanları.

Bir laf var ya “ bu gün senin için arkadaşını satan, yarın seni de satar “ . Birkaç oy alma uğruna siyasetçilerin bu tipleri çok iyi değerlendirmesi gerekir ki, faydadan çok zararı da dokunur benden söylemesi.

Bir de adayların etrafındaki insanlar, onu bir noktadan başka noktaya götüren, hadi başkanım şuraya gidelim, şurada şu kadar oy var gibi söylemleri adaylara iletip yanlış yönlendirmelerin de olası olduğu günlerdeyiz. Adayların bu gelen istek ve talepleri de önceden iyice araştırıp ondan sonra o noktalara gitmesi de çok önemli.

Bizim insanımız, seçmenimiz hassas. Toplumun kabul etmediği, langir lingir olan tipleri sevdiği adayın yanında etrafında görmesi aday için hiç de iyi bir durum olmayacağı kesin. Seçmen şuna dikkat ediyor. Kim kimle birlikte, ben oyumu sevdiğim Başkan adayına vereceğim ama, o tiplerin onun yanında ne işi var? gibi bir çok söylemler artık dolaşmaya başladı, haberiniz ola…

Gelelim sadede..

Herkesin gönlünde bir aslan yatıyor.

Seçmen birini seçecek ama neye göre seçecek, belli değil desek te artık birçok seçmen için belli.

Bazıları adayın vaatlerine, bazıları adayın kendisine yakınlığına, sıcak kanlılığına, samimiyetine, tanınırlığına, bilinilirliğine, bazıları adayın vizyonuna, yapabileceklerine bakıyor ve gönlüne o adayı bu kriterlere göre oturtuyor. Siyasi partilerde adayların tercih edilmesinde en önemli kriterlerden biri de kendisi ile birlikte çalışacağı insanlarında bu seçimle belirlenmesi.

İşte adayların bu konuya da çok dikkat etmesi gerekiyor. Adayı sevmek demek onun çalışacağı kişileri sevmek anlamına gelmiyor. Etrafına alacağı her insan için seçmen birçok değerlendirme yapacak. Seçmen sevdiği adayın yanında yakıştıramayacağı kişileri görür ise O’na yani başkan adayına eksi puan olarak dönebilir.

Şimdi sandık çok kıymetli.

Her oy kutsal, her oy önemli..

Çobanın oyu ile Cumhurbaşkanının oyu adet olarak bir sayılıyor.

Seçmen bunun farkında..

Bizden söylemesi..

Selam ve Saygılarımla