AĞLAMAYANLAR DEĞİL AĞLAYAMAYANLAR

İnsan çeşitli sebeplerle gözyaşı döker. Canı yandığı için veya halledemediği bir meseleye tahammül edemediği için… Aşk derdine düşen de ağlar. Zaten, ”bütün âşıkların ah-u enini sıksan elemkârane bir feryat damlar.”
Yağmur da gözyaşları gibi damla damla, tane tane akar, rahmet olur. Ağlayan insan da ferahlar ve rahatlar. Gözyaşı insandaki zehiri de dışarı atar. Gözleri arınık eder, temizler…
Ağlayanlar, gözyaşı dökenler çoktur ve bunların sebepleri de vardır. Mal ve para için, herhangi bir makam için ağlayanlar, Allah ve din için ağlayanlar… Bir de sahte gözyaşları da vardır. İstediğini elde etmek için veya karşısındakini kandırmak için gözyaşı dökmeyi becerenler de bulunur. Çocuk annesinden istediğini gözyaşlarıyla alır. Günümüzde ağlamanın bile taklidini yapanlar mevcuttur.
Birini üzerek mutlu olunabilir mi?.. Mutluluk mutsuzluğun üzerine kurulabilir mi?..
Yani başkasına gözyaşı döktürerek mutlu olunabilir mi? Bazı insanlar, bir diğeri için akıttıkları gözyaşlarını âhirette kul hakkı olarak talep edeceğini de söylerler.
Yaratıcıdan da böyle samimâne gözyaşlarıyla çok şey istenebilir ve ‘ihlâsla her kim ne isterse verilir.’
Kuru dudaklara ve susuz kalan ağaçlara yağmur damlaları -İlâhî bir şefkatle- rahmet olur akar. Yeryüzü, Rahmet damlaları olan semânın bu gözyaşlarıyla sulanır. Nebatat, çiçekler, dallar neşv-ü nemâ bulur. Rahmet damlaları bazen dere, çay, nehir olur akar gider.
Uzaktaki susuz yerlere ve suya hasret kimselere de rahmet olur…
Vedalaşmalarda da gözyaşları sel olur, mendiller ıslanır. Bu gözyaşları yeni başlayan bir ayrılığa ve sevgiye işaret eder, aynı zamanda bir çeşit duâdır da…
Mutluluktan da gözyaşları akıtılabilir. Sevinçler, yaşaran gözlerle tecessüm eder. Bazen hisler ve duygular gözyaşlarıyla bir mana bulur. Gözyaşları bir anlatış şekli olarak da gözlerimiz önündedir. Bazen de gözyaşları ‘melodi giydirilmiş cümlelerle ifade edilir. Seher vaktinde sessizce ağlayanı da Allah (cc) görür ve duyar. “Kalbi güzel olanın gözünden yaş eksik olmazmış” da denir denirde fakat bazılarının içine akar gözyaşı…
Ağlayamaz onlar...
Gözyaşları olmadığından değil...
Birileri "Erkekler Ağlamaz" dediği için de değil... Kalpleri taş olduğundan hiç değil!..
Onlar...
Ağlamayanlar değildir; ağlayamayanlardır... Hâlbuki o kadar çok isterler ki ağlamayı…
Bağıra bağıra… Hıçkıra hıçkıra..
Kendini unuturcasına... Ama ağlayamazlar...
Çatlarlar, çatlatırlar yüreklerini de yine ağlayamazlar...
Gözyaşının olduğu yerde "rahmet" olacağını da bilirler oysa...
Bir damla rahmet için, bin damla yaş dökmeye hazırdırlar...
Hazırlanırlar... Ama Ağlayamazlar...
Anlamsız kahkahalar içinde boğulur hıçkırıkları... Feryadı yutar, acıyı içlerine çeker onlar!
İsyan, onlara çok yakındır; yanaşmazlar yanına... Sabır, onları sevmese de sarılmaya çalışırlar...
Alışırlar her yeni duruma... Durmadan yarışırlar ve savaşırlar kendileriyle...
Çemberinden geçirirken felek, onların kulağına bir şey fısıldamıştır...
Tam olarak anlatamazlar ne olduğunu; ancak hiç unutmazlar yine de...
Anlatamadıkları için ağlayamazlar… Ağlayamadıkları için anlatamazlar!..
Bir gülün dibine diz çöküp ağlasa onlar... Gözyaşlarıyla gülün rengine renk katabilirler belki...
Ama yapamazlar...
"Ya solarsa?" derler...
Solarlar belki; ama soldurmazlar!..
Herkes onları "ağlayamaz" sanır... Çünkü hiç kimse göremez, içlerine akan yaşları!..
İçerde kaynayanı, yananı, içerdekinden gayrısı bilemez!..
Yanaklarından süzülmediği için de kimse silemez gözyaşlarını...
Yaşlarını da bilemezler…
Çünkü onlar, oldukları yaşta değildirler...
Onlar, birbirlerini tanır; birileri onları tanıyamaz!..
Onlar mâşuktur... Onlar âşıktır...
Onlar darmadağın... Onlar karmakarışıktır!..
O nedenle ağlayamazlar…
Rabbimde ağlatmasın…
Her bir yüreğe de tavsiyemdir…
Yaşadıklarımızdan ders alıp, yaşayacaklarımıza bakalım.
Çünkü ömür geçip gidiyor… Geride hoş bir seda ya kalır ya da kalmaz… Ya unutulursunuz bir süre sonra ya da sevgi izleri, sevgi dolu anılar bıraktıysanız hatırlanırsınız uzun süre...
“Artık hiç bir şeyin sonunu merak etmiyorum, yol güzelse yürüyorum.”
Hepsi bu…
Siz yola çıkın sesinize kulak veren olacaktır. Kervan yolda düzülür bir yerde. Baktınız olmadı. Hoş bir seda bırakırsınız baki kalan bu gök kubbede. Hayırlı yolculuklar dostlarım.
Sevgiyle, sevdiklerinizle tüm kirlenmişliklerden uzak, mutlu gülen bir yüzle, sevin, sevilin, hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; atalarımızdan emanet aldığımız bu Vatanın sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir…
Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbet olsun… Mutlu, umutlu, sağlıklı, acısız, gözyaşsız güzel bir gün daha dilerim yürüdüğünüz hayat yolunda. Güzel bir Pazar günü dilerim sevdiklerinizle geçen… Hoş kalın, hoşça kalın, sevgiyle hep dostça kalın, bir yerlerde bir gün görüşmek ümidiyle…
#öskurşun#
Gel...
Yağmurum ol
Çilem ol da gel
Akan damla ol gözlerimde
Kahrım ol gel içime
Hasretim ol da gel
Kalbimde yanan ateş ol
Avuçlarımda hüzün ol da gel
Gel yıldızım ol
Güneşim ol da gel
Açan bir gül ol ellerimde
Solmadan gel yüreğimde...
Ömer Sabri KURŞUN
04.11.2011